Paylaş:

-Fransa ve Almanya günlüğü- (02-07.10.2017)

Şehre her dokunuşunuzda yeni his ve tatlarla karşılaşmanız kaçınılmazdır. Çünkü şehir de bir canlı gibi sürekli bir gelişim-değişim ve de başkalaşım yaşar. O nedenle şehirle ilgili yargılarınıza nokta koymadan yola devam etmekte fayda vardır. Gözlemlerinizi yenilemeniz şehir fotoğrafını zihninizde daha da netleştirir ve daha önce yakalayamadığınız detaylar yakalamanıza vesile olabilir. Söz konusu yeni farkındalık her zaman müspet olmayabilir, zaman zaman menfi kareler yakalamanız da mümkündür hiç şüphesiz.

Bu gözle yaklaşık on yıl önce yine teknik bir gezi vesilesiyle bir parça havasını teneffüs ettiğim Karlsruhe ve Strazburg Avrupa şehirleri bu sefer bambaşka bir şey çehre ile karşıladılar beni. Daha olgunlaşmış, daha oturaklı ve sevecen bir duruşları vardı. Sonbaharın tatlı tebessümüyle bağırlarına bastılar beni. Aheste aheste çiseleyen yağmurla birlikte o loş atmosferde sokaklarında yürüdüm, ormanlarındaki havasını teneffüs ettim. Strazburg meydanında bir akşamüzeri kıvrımlı sokaklarından süzülerek Katedrali yeniden seyrettim.

Az katlı evlerin yer aldığı merkez cadde ve sokaklarını gezerken kendimi antik bir kentte zaman tünelinin öte ucunda yaşıyor gibi hissettim. Nehre yansıyan ışıkların oluşturduğu renk cümbüşünde eriyip gittim.

Bu sefer farklı med-cezirler yaşadım bu kentte. Güneşin batışıyla birlikte çiseleyen yağmur şehrin üzerine yağan hüzün kokan ama sevinç dolu gözlerle bakıyordu müdavimlerine. Salaş bir restoranın penceresinde öylesine seyre daldım nefis mimarili evlerini. Bir bakışı ömre bedel o seyir, hafızamda canlı bir anekdot olarak kaldı. Daha canlı, daha ağır abi, daha sevecen gördüm Strazburg’u bu sefer. Anladım ki Strazburg duruşuyla, bakışıyla, havasıyla, insanıyla ve daha da önemlisi kendine özgü mimarisiyle kadim bir kent…

Karslruhe ise Almanya gezimizin sabit pergel noktası oldu adeta. Ev sahibi kent yani. Günübirlik Stuttgart, Strazburg, Haungenau’e şehir ziyaretlerimizin konaklama merkezi yani. O nedenle bu sefer sadece gece yüzünü gördüm Karslruhe şehrinin. Evet, sakin, şirin, sevecen, babacan, mülayim bir ev sahibi Karslruhe…

Bu süre zarfında Siemens’in  Haungenau şehrinde yer alan  fabrikasında bulunduğumuz teknik incelemeler ise mühendisliğin önemini bir kez daha hatırlattı bize. Muhtelif çaplarda debimetrelerin üretildiği üretim merkezinde  fabrika testlerinde bulunurken bir kere daha anımsadık ki; ‘mühendislik detayda gizlidir’. Tek bir alanda kendini ve ürününü geliştirip dünyanın her tarafında bu ürünü satabiliyorlar.  Batının teknolojideki önemli başarılarının sırrı da burada saklı aslında.

Siemens de bu alanda başarılı bir firma. Gerçi firma Alman menşeli ama üretim fabrikası (debimetreler için) Fransa’nın Haungenau şehrinde yer alıyor. Genç mühendis meslektaşlarımızla bir koca günü fabrikada teknik inceleme ve testlerle geçirdik.  Devasa bir üretim tesisinde göze çarpan en önemli hususlardan biri; fabrikadaki düzen ve güvenlik önlemleri… Her şey belli bir program çerçevesinde gelişiyor ve işler de haliyle tıkırında ilerliyor.

Öğle yemeğini fabrikanın yemekhanesinde yiyoruz. Yemek esnasında Türk kökenli iki hemşerimizle karşılaştık. Türkiye’den geldiğimizi öğrenince gözleri ışıl ışıl parlıyor. Burada doğmuşlar ama vatanlarını unutmamışlar. Bozuk bir Türkçe aksanı ile konuşuyorlar. Selamlaşıp hal hatır soruyoruz. O kadar mutlu oluyorlar ki adeta gözleri parlıyor.

Ekim ayının ilk haftasında Fransa ve Almanya seyahatimden böyle bir anekdot düşüyor günlüğüme.

Paylaş:

Leave comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.