Kayıp Kuşağa Yazılan Mektubun Zarfı Açıldı mı?
Paylaş:

Muhafazakâr kesim üzerinden adeta bir silindir gibi geçen 28 Şubat postmodern darbesiyle toplumda büyük bir kırılma yaşandı. En çok da genç kuşaklar etkilendi bu darbeden. Darbelerden çok çekmiş bu topraklarda bir kez daha dört bir yana savruldu insanlar. Düşler, idealler, beklentiler berhava oldu adeta… İleri doğru koşarken fersah fersah gerileri düştük bir anda.

Böylesi karamsar bir atmosferde 2000’li yılların başında kendi kuşağıma mektuplar yazma fikri doğdu. Aylık bir dergide 2005–2007 yılları arasında Kayıp Kuşak olarak adlandırdığım kuşağıma mektuplar yazmaya başladım. Daha sonraki yıllarda ise (2008) bu mektuplar bir kitap bütünlüğü içerisinde ‘KAYIP KUŞAĞA MEKTUP’ ismiyle yayınlanarak okuyucuya sunuldu.

 

Yazdığım bu mektuplar sahibini buldu mu?

Gerçi mektupların gittiği bir adres yoktu, belli bir şahs ismi de… Öylesine yazdım durdum …

Suskun vaziyette uzun süre bu mektupların cevabını bekledim doğrusu? Lakin ne mektuplardan cevap geldi, ne de gönderdiğim mektuplar iade edildi?

Belki de 2000’li yıllardan sonra yaşananları mektupların bir cevabı olarak okumak gerekirdi.

2015’li yıllara gelindiğinde ise; ‘Kayıp Kuşağa Mektup’ kitabı içerisinde yer alan ve iskeletini bu mektupların oluşturduğu yazılarI yeniden gözden geçirip zenginleştirilerek makale haline getirdim. Konu bütünlüğü içerisinde bazı yazıları çıkardım ve bazılarına da kısmi ilaveler yaptım. böylece yönümü adına Y Kuşağı denilen yeni bir kuşağa çevirdim. Sonuçta  ‘Kayıp Kuşaktan Kayık Kuşağa’ adlı kitap meydana geldi ve 2015 yılında yayınlandı.

2020 yılının başında ise, bu mektuplar yeniden içime düştü ve birbiriyle bağlantılı ‘Kayıp Kuşağa Mektup’ ve ‘Kayıp Kuşaktan Kayık Kuşağa’ kitapları tek bir çalışma olarak tasarlayıp son bir not bırakmak istedim: KAYIP KUŞAĞA MEKTUP…

İşte şimdilerde yine bu mektupları tozlu raflardan indirdim ve yeniden gözden geçirmeye başladım. Bir hatırat gibi geldi bana. Yakın zamanda bu mektupları postaya vermeye niyetliyim. Yoğun bir telaş var!

Rahmetli Cemil MERİÇ’in dediği gibi:

“Denize atılan bir şişe her kitap. Asırlar, kumsalda oynayan birer çocuk. İçine gönlünü boşalttığın şişeyi belki açarlar, belki açmazlar.”

Evet,  mektuplar belki okunur belki de okunmaz!…

Ves-selam…

 

Paylaş:

Leave comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.